Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a tartışma davetini yineledi: Yüreğin varsa gel, millet de seyreder
Mehmet Korkmaz
6 min read
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde yurttaşlarla bir ortaya geldi.
“Size hoş bir Türkiye vaat ediyorum” diyen Kılıçdaroğlu, barış ve huzur dolu bir Türkiye yaratacaklarını belirterek “Kamplaşmayı değil, hengameyi değil. Barış ve huzuru vaat ediyorum. Niçin kamplaşıyoruz? Komşumuzun kimliğini sorgulamaya başladık. Komşumuzun inancını sorgulamaya başladık” sözlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin buradan çıkması gerektiğinin altını çizerek “Türkiye’nin işe, aşa gereksinimi var. Türkiye’nin çiftçinin hakkını teslim etmeye muhtaçlığı var. Türkiye’nin işsizlikle uğraş etmeye muhtaçlığı var. Münasebetiyle bunları yapmamız lazım. Herkesin işi olursa, çiftçi ürettiği eserin karşılığını alırsa, herkes memnun olacaktır. Hoş bir ülkemiz var. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Barış içinde, birlikte yaşamak istiyoruz. Bir arada, kol kola yaşamak istiyoruz. Bunu vaat etmeye geldim sizlere” formunda konuştu.
İktidarın arbede ettiğini kendisinin ise hengame etmeye niyetinin olmadığını lisana getiren CHP başkanı, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a TV’de tartışma teklifinde bulunarak kelamlarını şöyle sürdürdü:
- Onlar diyorlar, ‘Gel tartışalım’. Hay hay, buyurun gelin. Sizin dünya kadar televizyonlarınız var. Yüreğiniz, yüreğiniz varsa, millet de seyreder, gel tartışalım. Zira ben bilgime, vizyonuma, inancıma, kimliğime güveniyorum. Bütün vatandaşların inancına, kimliğine, ömür şekline hürmet duyuyorum. Milletim açken, bu ülkede 85 milyonun hakkını ve hukukunu savunmak bana düşer. Zira ben her meskende huzurun olmasını isteyen bir şahısım. Her meskende herkesin karnının doymasını isteyen bir şahısım. Hiçbir anne evladını yatağa aç yatırmamalı. Bunun için gayret ediyorum. Siyasetin varlığı da budur, bunun için siyaset yapılır. Münasebetiyle bunun için siyaset yapmaya devam edeceğiz. Bunun için ne gerekiyorsa, yani sizler için, bilhassa hanımlar sizler için söyleyeyim, ne gerekiyorsa yapacağım.
“KIRSALDA ÇALIŞAN BAYANLAR VE GENÇLERİN TOPLUMSAL GÜVENLİK PRİMİNİ BİZ YATIRACAĞIZ”
“ESNAFIN DURUMU DÜZGÜN DEĞİL, ENDÜSTRİCİ GELECEK UFKU GÖREMİYOR”
- Esnafımızın durumunu biliyorum, pek yeterli değil. Çiftçimizin, işsiz ve genç evlatlarımızın durumunu biliyorum, onların durumu da yeterli değil. Endüstrici bir gelecek ufku göremiyor. O da kendi açısından büyük problemler yaşıyor. Her kısımdan meseleler var lakin şundan emin olmanızı isterim. Türkiye hoş bir ülke, Türkiye nitekim güçlü bir ülke. Âlâ yönetildiği taktirde Türkiye bütün meselelerini aşabilir. Bütün bu problemleri birlikte aşacağız.
“MUTLAKA SANDIĞA GİDİN”
- Bir şey daha isteyim sizden. Sandığa gideceksiniz, seçimler gelecek. Sakın ola ki ben sandığa gidip oy kullanmayacağım demeyin. Kesinlikle gidin. Komşunuzu götürün, yakınlarınızı, akrabalarınızı götürün. Lakin oy kullanırken elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu o denli kullanın. Doğruluktan, dürüstlükten, ahlaktan, faziletten, yanlışsız siyasetten yana oyunuzu kullanmanızı isterim.
“ALTI BAŞKAN ÜLKEDE HUZUR İSTİYOR”
- Altı önder, Millet İttifakı olarak bir ortaya geldik. Altı önder de bu ülkede huzur istiyor. Altı başkan de diyoruz ki, ‘bu ülkede barış, huzur, hoşluklar, demokrasi olsun.’ Altı önder de diyoruz ki ‘insanlar birbiri ile arbede etmesin, kişi başına gelir artmış olsun. Hepimizin gayesi tıpkı, hepimiz birebir amaç için bir ortaya geldik. Zira hepimizin yüreğinde daha hoş, huzurlu bir Türkiye hasreti var. Bunu sağlayacağız. Bu hususta kararlıyız.
- Adalet yok. Lakin hiç tasa etmeyin bu ülkeye adaleti de getireceğiz. Senin kimliğin nedir, inancın nedir, ömür üslubun nedir diye kimseyi sorgulamayacağız. Adaleti bu ülkeye ya getireceğiz ya getireceğiz.”
YURTTAŞ FADİME YÜKSEL: BU SENE GÜBREMİ ALAMADIM
Kılıçdaroğlu’na sıkıntılarını anlatan Fadime Yüksel isimli yurttaş, şunları söyledi:
- İstanbul’da yaşadım ve geldim. Orada emekli olamadım. Sigortasız çalıştırdılar, tekrar beni işe almadılar. Ben, çiftçilik yapmaya karar verdim. 4 milyon (4 bin lira) emekli aylığı ile geçinemiyorum. İstanbul’a 180 lira ile gidiyorduk, artık 1,5 milyon (bin 500 lira) oldu. Bak ben bu sene gübremi alamadım. 60 liradan aldığım gübre bugün 600 lira. Çiftçilik yapıyorum, pekmez satıyorum. Ancak geçinemiyorum. Köyümde ben süt, tereyağı bulamıyorum. Herkes malını (hayvanını) sattı, neden? Saman, ilaç alamıyorlar hayvanlarına. Besleyemiyorlar hayvanlarını. Biz sütsüz kalıyoruz. Köyde süt, yumurta yok. Çok sıkıntı liderim, tek umudumuz sizsiniz.
“AYAĞIM BURKULDU; ÜÇ HAFTA YÜRÜDÜM”
- Koyulhisar’da sıhhat ocağı yaptılar. Hastanemiz yok. Üç tane hastane var. Nitekim. Ben yaşadığımı söylüyorum. Ne ben dolduruldum, ne kağıda bir şey yazdım. 63 yaşındayım. Trabzon Akçabatlıyım. Türk milletiyim. Türkiyem satılmasın diye tek umudumsun. Tek umudumuzsun. Sattırma bu ülkeyi, arkandayız. Vefatına arkandayız.
- Ben 6-7 aydır buradayım. Fizik tedavisi görmem gerekiyor. Ayağım burkuldu, üç hafta oldu liderim. Palavra söylemiyorum, Allah’ın şahidim. Müslümanlığı biz bugün almadık. Doğuştan Müslümanız. Ayağım burkuldu, üç haftadır yürüyemiyorum. Fizikten, dişimden. Kısa anlatıyorum. Neden Sivas’a gittim. Hepsini biriktirdim ki mazotum yok, param yok. Üçüne bir gitmek zorunda kaldım, dün geldim. İnternete girin bakın. Ben vatandaş değil miyim? Çok güç. Burada bir hastane olsaydım, dişime gelseydim. Ayağım burkuldu, üç hafta yürüdüm. O saraydakilerin ayağı burkulsa özel geliyor.
“BEN AÇKEN NASIL TOK YATIYORSUN?”
- Ben aç yatarken nasıl tok yatıyorsun? Tayyip Abi, ne tabir, hürmet duyuyorum sana. Ben aç yatıyorum. Ben torunlarıma tatlı alamıyorum. McDonalds’a götüremiyorum. Oğlum bana zımnî para verdi ki, babaannesin sen götür bunu, McDonalds’a. Fotoğraf çektirmek için. Hatıra kalacak. Olur mu bu türlü şeyler liderim. İçim dolu benim, içim dolu. Siz gelmeseydiniz, biz bunu bile konuşamıyorduk. Bizi içeri alıyorlar zira konuştuğumuz vakit. Hakikat, ben doğruları söylüyorum. Hiç kitap, defter yok. İçimden geliyor bu benim. Memleketimden gurur duymak istiyorum. Daima yabancı. Ben yabancı oldum burada. Türkçeyi biliyorum ancak yabancı lisan bilmiyorum. Zira herkes yabancı konuşuyor.”
“20 YILDIR AKP-MHP YÖNETİYOR, DOĞALGAZ GETİREMİYORUZ BURAYA”
Başka bir yurttaş da Kılıçdaroğlu’na 20 yıldır Sivas’ta AKP ve MHP’nin belediye liderlerinin olduğunu lisana getirerek, “Onları adayları belediye başkanlığı yapıyorlar. 19 kilometre ileriden Suşehri’den doğal gazı getiremiyoruz buraya. 150-200 kilometre giden yerler var, lakin Koyulhisar’a gelmiyor. Sebebi, buradaki bayiler kabul etmiyorlar. Tüp satamıyorlar” dedi.
Bir yurttaş da Kılıçdaroğlu’dan itfaiye aracı istedi. Yurttaş, “Koyulhisar halkının şu anda sizden en büyük istediği, Koyulhisar halkının sizden bir itfaiye talebimiz var” diye konuştu.
“SİYASETİN TENKİDE MUHTAÇLIĞI VAR, ALKIŞA DEĞİL”
Kılıçdaroğlu, yurttaşları dinledikten sonra şunları belirtti:
- Bizzat sorunu yaşayan bir bireysiniz. Kaygınızı açıkladınız, dediniz ki siz olmasaydınız, biz bunu da açıklayamazdık. Bir dehşet iklimi var. Hiç korkmayın, siyasetin tenkide gereksinimi vardır, alkışa değil. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda göreceksiniz. Herkes rahat konuşacak, rahat kederini anlatacak. Siyasetçi de o kaygıları gidermek için elinden gelen çabayı gösterecek. İtfaiye aracı istediniz, şunu söyleyeyim, sayın belediye lideri ile konuşun, şayet bizim vereceğimiz itfaiye aracını kabul ederse, ben ona bir itfaiye aracı göndereceğim. Sonuçta, Koyulhisar halkına hizmet edecek. Sakın ümitsizliğe kapılmayın geliyor gelmekte olan.
